Tom aslında Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapar.
- Tom does basically the same thing as Mary does.
O aslında serbest piyasa sistemini destekledi.
- He basically supported the free market system.
Temelde, kesinlikle haklısın.
- Basically, you're absolutely right.
İnsanların temelde iyi olduklarına inanıyorum.
- I believe men are basically good.
Temel olarak planını seviyorum.
- I basically like your plan.
Temel olarak, fikrine katılıyorum.
- Basically, I agree with your opinion.
They've added some fancy features, but it's basically still a car.