It likes strange animals, like snakes.
- O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
You aren't the only one who likes baseball. Tom likes it, too.
- Beyzboldan hoşlanan tek kişi sen değilsin. Tom da ondan hoşlanıyor.
He enjoyed reading detective stories.
- O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
Felicja enjoys watching TV.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
What's the difference between liking and loving someone?
- Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.