Aşk varsa, engel yoktur!
- Wenn da Liebe ist, gibt es kein Hindernis!
Birlik olunca aşılamayacak hiçbir engel yoktur.
- Wenn man eine Einheit wird, gibt es keine unüberwindbaren Hindernisse.
Bariyerde biletini göster.
- Show your ticket at the barrier.
Avustralya'nın Büyük Set Resif'i iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.
- Australia's Great Barrier Reef is threatened by climate change.
Bilim adamları, Avustralya'daki Büyük Set Resifi'nin yarısından fazlasının son 30 yıl içinde yok edildiğini söylüyorlar.
- Scientists say more than half of Australia's Great Barrier Reef has been destroyed in the past 30 years.
Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir.
- We must work hard to break down social barriers.
Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.
- As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers.
Don't waste your time looking for an obstacle - maybe there is none.
- Verbringe die Zeit nicht mit der Suche nach einem Hindernis. Vielleicht ist keines da.
He faces many obstacles.
- Er steht vielen Hindernissen gegenüber.