She knows nothing about your family.
- Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
I can't promise anything, but I'll do my best.
- Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
I listened, but I didn't hear anything.
- Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
The room was so dark that we could see nothing at all.
- Oda o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremedik.
Darcy said nothing at all.
- Darcy hiçbir şey söylemedi.
There's nothing I can do to help her.
- Ona yardım etmek için yapabileceğim hiç bir şey yok.
Nothing can be gained without effort.
- Çaba olmadan hiç bir şey kazanılamaz.
Tom doesn't want to do anything at all.
- Tom hiç bir şey yapmak istemiyor.
I can never predict anything.
- Hiç bir şeyi asla önceden tahmin edemem.