hardness, trouble, labor, distress, cavil

listen to the pronunciation of hardness, trouble, labor, distress, cavil
İngilizce - Türkçe

hardness, trouble, labor, distress, cavil teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

difficulty
güçlük

Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle. - The old man escaped, but with difficulty.

O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi. - She had no difficulty in learning the poem by heart.

difficulty
zorluk

Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik. - We had much difficulty in finding the bus stop.

Ben sınavı zorlukla geçtim. - I passed the examination with difficulty.

difficulty
{i} sorun

Derdimi Fransızca anlatmada sorun yaşadım. - I had difficulty in making myself understood in French.

Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz. - We can get over the problem without difficulty.

difficulty
düğüm
difficulty
{i} sıkıntı

Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım. - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.

Herhangi bir sıkıntı içinde misin? - Are you in any difficulty?

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
{i} sıkıntı, problem. make difficulties zorluk çıkarmak
difficulty
güçlük zorluk
difficulty
itiraz
difficulty
nazlanma
difficulty
{i} engel
İngilizce - İngilizce
{n} difficulty