We had a heated discussion about it.
- Onun hakkında hararetli bir tartışma yaptık.
After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.
- Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
There was a heated argument as to who should be appointed chairman.
- Kimin başkan olarak seçilmesi gerektiğine dair hararetli bir tartışma vardı.
We had a heated discussion.
- Hararetli bir tartışmamız vardı.