Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
 - Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.
Senin evinin ve benimkinin arasında orta noktada buluşalım.
 - Let's meet halfway between your house and mine.
Saat altı buçukta döneceğim.
 - I'll return at half past six.
Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.
 - Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.
Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
 - The dictionary contains about half a million words.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
 - He began his meal by drinking half a glass of ale.
Yarım düzine yumurta aldım.
 - I bought half a dozen eggs.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
 - He began his meal by drinking half a glass of ale.
Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
 - His income was diminished by half after retirement.
Tom kağıt parçasını yarı yarıya katladı.
 - Tom folded the piece of paper in half.
Tom sadece kısmen şaka yapıyordu.
 - Tom was only half joking.
Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir.
 - This car can deactivate half of its engine's cylinders.