forward portion of a boat

listen to the pronunciation of forward portion of a boat
İngilizce - Türkçe

forward portion of a boat teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bow
yay

Koyomi bir yay ve oklar satın aldı. - Koyomi bought a bow and arrows.

Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar. - The Indians fought with bows and arrows.

bow
(Tekstil) fiyonk
bow
baş eğerek selamlama
bow
eğmeç
bow
reverans yapmak
bow
reverans

O, Kraliçe'ye reverans yaptı. - He bowed to the Queen.

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı. - Tom bowed to Mary politely.

bow
baş

Başla selamlama yerine tokalaştılar. - They shake hands instead of bowing.

O, başıyla öğretmenini selamladı. - He bowed to his teacher.

bow
eğilmek

Japonya'da birisiyle karşılaştığında eğilmek kibarlıktır. - In Japan, it is polite to bow when one meets someone.

Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir. - In Japan, bowing is common courtesy.

bow
kavis
bow
fiyonk biçiminde düğüm
bow
(fiil) eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
bow
{i} baş eğerek selamlama, reverans yapma
bow
başıyla selamlamak
bow
filikada pruvacı
bow
{f} boyun eğmek

Ona boyun eğmek istemiyorum. - I don't want to bow down to him.

bow
baş eğere
bow
bow eğil/eğ
İngilizce - İngilizce
bow
forward portion of a boat

    Heceleme

    for·ward por·tion of a boat

    Türkçe nasıl söylenir

    fôrwırd pôrşın ıv ı bōt

    Telaffuz

    /ˈfôrwərd ˈpôrsʜən əv ə ˈbōt/ /ˈfɔːrwɜrd ˈpɔːrʃən əv ə ˈboʊt/