Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
 - Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
 - My brother bought a used car, so it was not very expensive.
Spor salonu, tören için kullanıldı.
 - The gym is used for the ceremony.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
 - Na'vi language is used in Avatar.
Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
 - I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
 - Is eating fish as healthy now as it used to be?
Yalnız yaşamaya alışkın.
 - She is used to living alone.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
 - He is used to walking long distances.
Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.
 - Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
 - Windows is the most used operating system in the world.
Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
 - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.
 - Soccer is more popular in Japan than it used to be.
Tom eskiden olduğu kadar zengin değil.
 - Tom isn't as rich as he used to be.
Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.
 - Tom isn't as skinny as he used to be.
Tom eskiden basketbol antrenörü idi.
 - Tom used to be a basketball coach.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
 - Tom used to be a special education teacher.
Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
 - I'm not used to making speeches in public.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
 - Tom isn't used to walking barefooted.
Nobody's ever taught you how to live out on the street and now you're gonna have to get used to it.