The rain fell soundlessly upon the jungle.
- Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.
The voices coming from the jungle frightened the explorers.
- Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu.
Our artificial island isn't very well forested yet.
- Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
He lived alone in the forest.
- Ormanda yalnız başına yaşadı.
He lives by himself in the woods.
- Ormanda tek başına yaşıyor.
The public is requested not to litter in these woods.
- Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.
Tom has a degree in forestry.
- Tom'un ormancılık alanında bir diploması var.
He has a degree in forestry.
- Onun ormancılıkta bir diploması vardır.
Tom is a forest ranger.
- Tom bir orman bekçisi.
I used to be a forest ranger.
- Eskiden bir orman bekçisiydim.
A forest fire broke out in this area.
- Bu alanda bir orman yangını patlak verdi.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.