Her anecdotes amuse us all.
 - Onun fıkraları hepimizi eğlendirir.
She entertained us with an interesting episode.
 - O, ilginç bir fıkra ile bizi eğlendirdi.
My uncle told me the story by way of a joke.
 - Amcam bana masalı bir fıkra gibi anlattı.
Tom has told me that same joke more than ten times.
 - Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.