Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
 - I listened, but I didn't hear anything.
Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
 - I can't promise anything, but I'll do my best.
Senin için her şeyi yapacağım.
 - I will do anything for you.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
 - If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
 - Is there anything to drink in the refrigerator?
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
 - I am quite willing to do anything for you.
Tom hiç bir şey yapmak istemiyor.
 - Tom doesn't want to do anything at all.
Misako hakkında hiç bir şey duydun mu?
 - Do you ever hear anything about Misako?