I'm surprised that you don't know about their marriage.
- Onların evliliklerinden haberin olmamasına şaşırdım.
Marriage is the main cause of all divorces.
- Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Sami was born out of wedlock in Egypt.
- Sami evlilik dışı olarak Mısır'da doğdu.
Tom and Mary had marital problems. I think everybody knew that.
- Tom ve Mary'nin evlilik sorunları vardı.Sanırım bunu herkes biliyordu.
Layla and Sami was clearly having serious marital difficulties.
- Leyla ve Sami açıkça ciddi evlilik güçlükleri yaşıyorlardı.
I was disillusioned at his married life.
- Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.
Patterns of married life are changing a lot.
- Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
He forgot his wedding anniversary.
- O, evlilik yıldönümünü unuttu.
Tom forgot his wedding anniversary and Mary was upset.
- Tom evlilik yıldönümünü unuttu ve Mary üzgündü.
Sami's birth resulted from an extramarital affair.
- Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı.
Tom had an extramarital affair.
- Tom'un evlilik dışı bir ilişkisi vardı.