esnasında

listen to the pronunciation of esnasında
Türkçe - İngilizce
during

He kept a diary during the trip. - O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.

Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays. - Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.

in the course of
on
pending
during, while
while

Please do not talk to the driver while he's driving. - Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.

in due course of
esna
instant
ameliyat esnasında
(Tıp) intraoperatively
kurulum esnasında
during the installation
ameliyat esnasında olan
(Tıp) intraoperative
doğum esnasında ölmek
die in in infancy
doğum esnasında ölmek
die in childbirth
esna
moment

Where was she at that moment? - O esnada o neredeydi?

esna
interval, course, time: o esnada then, at that time
esna
moment, instant sıra
esna
very short space of time; present moment
Türkçe - Türkçe
Sırasında, olduğu anda
iken
ESNA
(Osmanlı Dönemi) Daha parlak. En parlak
esna
Bir işin yapıldığı an, sıra
esna
Bir işin yapıldığıan, sıra
esna
Bir işin yapıldığı an, sıra: "Ben de o esnada onun söyleyemediği tarafları zihnimden tamamlıyordum."- R. N. Güntekin
esnasında