Tom vurulmak üzereydi ama o bunu bilmiyordu.
 - Tom was about to be shot, but he didn't know it.
Vurulmaktansa asılmayı tercih ederim.
 - I'd rather be hanged than shot.
Onu vuran adam Sirhan Bişara Sirhandı.
 - The man who shot him was Sirhan Bishara Sirhan.
Onlar düşman tarafından vurulma riskini göze almaya hazırdılar.
 - They were ready to run the risk of being shot by the enemy.
Avcılardan biri vuruldu ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı ve şimdi hızlı bir iyileşme gösteriyor.
 - One of the hunters was shot and had to be taken to hospital, where he is now making a speedy recovery.
Biz üç el silah sesi duyduk.
 - We heard three shots.
Çok uzakta olmayan bir silah sesi duyduk.
 - We heard a shot not far away.
Sami, karısı Leyla'yı başından iki mermi ile vurdu .
 - Sami shot two bullets into the head of his wife, Layla.
Köpek bir mermi gibi uzaklaştı.
 - The dog went away like a shot.
Tom bir fırt tekilayı bir yudumda içti.
 - Tom drank the shot of tequila down in one gulp.
Bir yudum tekila istiyorum.
 - I'd like a shot of tequila.
Bana vurmak istiyor musunuz? Devam edin ve en iyi vuruşunuzu yapın.
 - Do you want to hit me? Go ahead and take your best shot.
Mac'in harika bir vuruş yaptığını gördük
 - We saw Mac make a fantastic shot.