Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Seninki çok garip bir hikaye.
- Yours is a very strange story.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my place.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
O, senin bir arkadaşın mı?
- Is he a friend of yours?
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
- All my efforts are nothing in comparison with yours.
Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler.
- These are my shoes and those are yours.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
... I just really like yours. ...
... trickle-down ' his trickle-down approach. He's ' as he said yours is. ...