Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Seninki gibi aynı gömleği aldım.
- I bought the same shirt as yours.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my place.
O, senin bir arkadaşın mı?
- Is he a friend of yours?
Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
- Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey.
- All my efforts are nothing in comparison with yours.
Bunlar benim çoraplarım mı yoksa seninkiler mi?
- Are these my socks or yours?
senin de hayırlı olsun.
Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
- Was Ms. Kato your teacher last year?
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I ran into your dad yesterday.
Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.
- I'll pay the money for your lunch today.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
This one was created by yours truly.
Please write back soon! Yours truly, Alice.
Not Your Average Travel Guide.
Is this your cat?.
... take it as yours, what song would that be? ...
... If you mouse over any photograph that's yours, we'll ...