He crossed the Pacific Ocean in a sailboat.
- Bir yelkenliyle Pasifik Okyanusu'nu geçti.
Someday, I would like to possess a sailboat.
- Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
We sailed from Yokohama to Kobe.
- Yokohama'dan Kobe'ye yelkenli ile gittik.
Tom likes to skipper small sailboats.
- Tom küçük yelkenlilere kaptanlık yapmaktan hoşlanır.
After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
- Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
God provides the wind, but man must raise the sails.
- Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.
The ship was sailing at full speed.
- Yelkenli gemi tam hızda yol alıyordu.