yavaşlatma

listen to the pronunciation of yavaşlatma
Turkish - English
deceleration
retardation
slowdown
inhibition
check
retard
moderation
yavaşlatmak
slow

The purpose of a roundabout is to slow down traffic. - Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.

yavaşlatmak
{f} decelerate
yavaşlatmak
slow down

The purpose of a roundabout is to slow down traffic. - Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.

yavaşlatmak
retard
yavaşlatmak
stay
yavaşlatmak
stem
yavaşlatmak
slowdown
yavaşlatmak
check
yavaşla
ease off
yavaşla
decelerate
yavaşla
{f} slow

Shouldn't we slow down? - Yavaşlamamız gerekmiyor mu?

Tom told me to slow down. - Tom yavaşlamamı söyledi.

yavaşla
{f} slowed

You've slowed us down enough already. - Zaten bizi yeterince yavaşlattın.

Tom slowed down at the stop sign, but didn't stop. - Tom dur işaretinde yavaşladı, ancak durmadı.

yavaşla
slow up
yavaşlatmak
slow up
yavaşlatma eylemi
go slow
işi yavaşlatma
ca'canny
işi yavaşlatma
slowdown
işi yavaşlatma grevi
go-slow
korozyon yavaşlatma katkısı
corrosion inhibiting admixture
kritik yavaşlatma
(Gıda) critical damping
kurallara harfi harfine uyarak işi yavaşlatma
work to rule
yavaşlatmak
slacken
yavaşlatmak
slack
yavaşlatmak
go slow
yavaşlatmak
to slow, slow (something) down; to slacken; to retard
yavaşlatmak
to slow down, to retard
Turkish - Turkish
Yavaşlatmak işi
yavaşlatmak
Yavaşlamasını sağlamak, yavaşlamasına yol açmak, hızını kesmek
yavaşlatma
Favorites