yaralamak

listen to the pronunciation of yaralamak
Turkish - English
hurt

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

injure
wound
maul
prick
to wound, to injure, to cut sb up
to wound, injure
rasp
to do (someone) an injury, hurt (someone's) feelings
lacerate
hit
chafe
bruise
(kurşun) pip
bring down
wing
(deyim) stab in the back
shoot
scathe
wound yara
break
yaralamak (ruhen)
hurt
yarala
gall
yarala
{f} hurting

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

yarala
{f} injured

The toll from the accident was 5 persons dead and 100 persons injured. - Kaza bilançosu; 5 kişi öldü ve 100 kişi yaralandı idi.

Ten people were slightly injured in the accident. - On kişi kazada hafif yaralandı.

yarala
injure

The toll from the accident was 5 persons dead and 100 persons injured. - Kaza bilançosu; 5 kişi öldü ve 100 kişi yaralandı idi.

Ten people were slightly injured in the accident. - On kişi kazada hafif yaralandı.

yarala
{f} gashed
yarala
{f} hurt

Was anybody else hurt? - Başka kimse yaralandı mı?

Jimmy was hurt in a traffic accident. - Jimmy bir trafik kazasında yaralandı.

yarala
{f} gash
yarala
{f} wound

Many Union soldiers were killed or wounded. - Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle. - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

kanadını yaralamak
wing
kolundan yaralamak
wing
yaralama
mutilative
yaralama
wounding
fildişi ile yaralamak
gore
krampon ile yaralamak
spike
yarala
wounded

Six hundred thousand men were killed or wounded. - Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.

The soldier was wounded in the leg and couldn't move. - Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.

Turkish - Turkish
Silâh gibi bir araçla yara açmak
Silah gibi bir araçla yara açmak: "Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı."- S. F. Abasıyanık
Gücendirmek, incitmek, kırmak
(Osmanlı Dönemi) VEŞK
(Osmanlı Dönemi) FELL
cerh etmek
(Osmanlı Dönemi) VEŞC
(Osmanlı Dönemi) FETK
Yaralama
cerh
Yaralama
(Osmanlı Dönemi) TECRİH
Yaralama
(Osmanlı Dönemi) KARH
yaralama
çamsakızı, reçine elde etmek için çamların kabuğunu keserek çizme
yaralama
Yaralamak işi
yaralamak
Favorites