I've done half the work, and now I can take a break.
 - İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.
Half the office took a day off.
 - Ofisin yarısı izin aldı.
We have a party tomorrow evening.
 - Yarın akşam bir partimiz var.
Will you come to the party tomorrow?
 - Yarın partiye gelecekmisin?
We dated on a semi regular basis until she moved to Australia.
 - O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.
The team won the semifinals and advanced to the finals.
 - Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.
The dictionary contains about half a million words.
 - Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
 - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear.
 - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.
Farm cats are usually feral or semi-feral.
 - Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.
Sami was lying on his side in a semi-fetal position.
 - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.
Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere.
 - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
 - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
Never do things by halves.
 - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.
You shouldn't do things by halves.
 - İşleri yarım bırakmamalısın.