yarısı

listen to the pronunciation of yarısı
Türkisch - Englisch
half

I've done half the work, and now I can take a break. - İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.

Half the office took a day off. - Ofisin yarısı izin aldı.

of half
yarısı kadar
half
yarısı kadar daha
half as much again
yarım elmanın yarısı o, yarısı bu
(Konuşma Dili) They're as like as two peas in a pod
yatak yarısı
(Otomotiv) bearing half
yarı
part

I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow. - Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.

After the birth of your child, you should make your work part-time. - Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.

gece yarısı
(Konuşma Dili) the witching hour
gece yarısı
at midnight
yarı
semi

We dated on a semi regular basis until she moved to Australia. - O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

The square of any prime number is a semiprime. - Herhangi bir asal sayının karesi bir yarıasaldır.

yarı
moiety
yarı
half

Don't leave your work half done. - İşini yarıda bırakma.

The population of Italy is about half as large as that of Japan. - İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
nerdeyse yarısı
nearly half
ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır
(Atasözü) Somewhere in the middle of August the weather breaks
beyin yarısı
(Anatomi) cerebral hemispheres
bir elmanın iki yarısı
as like as two peas
bir elmanın iki yarısı gibi benzemek
be as tweedledum and tweedledee
elmanın yarısı o, yarısı bu as
like as two peas in a pod
gece yarısı
a) midnight b) at midnight
gece yarısı
1. midnight. 2. in the middle of the night
gece yarısı
dead of night
gece yarısı
It's midnight
ortaçağın ilk yarısı
Dark Ages
yarı
meta
yarı
semi-

Farm cats are usually feral or semi-feral. - Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

yarı
hemi

Mars contains highlands which occur in the southern hemisphere. - Mars güney yarım kürede oluşan yaylalar içeriyor.

The equator divides the globe into two hemispheres. - Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

Türkisch - Türkisch

Definition von yarısı im Türkisch Türkisch wörterbuch

Yarı
nim
ana yarısı
Teyze
gece yarısı
Güneşin batması ile doğması arasındaki sürenin ortası
gece yarısı
Gecenin ilerlemiş saatleri, gecenin ortası
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf
yarısı
Favoriten