You would think that, but you would be wrong.
- Böyle düşünebilirsiniz, ama yanılmış olursunuz.
For a second, just a second, I thought that you really loved me, but I was wrong.
- Bir an için, sadece bir an, beni gerçekten sevdiğini düşündüm ama yanılmışım.
You must be mistaken.
- Sen yanılmış olmalısın.
He is sadly mistaken.
- Ne yazık ki yanılmıştır.
Through trial and error, he found the right answer by chance.
- Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
He that thinks little, errs much.
- Az düşünen çok yanılır.