yanı sıra

listen to the pronunciation of yanı sıra
Turkish - English
as well as

He teaches mathematics as well as English. - İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.

Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones. - Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.

1. right along with, right alongside, together with, with: Yanı sıra avukatını getirdi. He brought his lawyer along with him. Viski yanı sıra bira içiyor. He's drinking beer together with whiskey. 2. besides, in addition to, along with: Büyük bir yazar olmanın yanı sıra ünlü bir müzisyendir. Besides being a great writer he's also a famous musician. 3. right alongside, right beside: Yanım sıra onlar oturuyorlardı. They were sitting right beside me
(Konuşma Dili) not to mention

He can speak German, not to mention English and French. - İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra, Almanca konuşabilir.

Michael speaks Japanese, not to mention English. - Michael İngilizcenin yanı sıra Japonca da konuşur.

besides

Besides being a surgeon, he was a famous writer. - Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.

He speaks two languages besides English. - İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.

alongside
in addition

In addition to being a doctor, he is a writer. - Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.

In addition to being a doctor, he was a very famous novelist. - İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.

(Latin) inter alia
alongside with
along

Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce. - Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.

yanısıra
as well as
yanısıra
along
bunun yanı sıra
besides
yanısıra
alongside
yanısıra
also

Besides English, she also speaks German. - İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.

yanısıra
(prep.) alongside, next
yanısıra
(adv.) on the side, along, alongside
yanısıra
(conj.) as well as
yanısıra
alongside of
yanısıra
on the side
yanısıra
next
Turkish - Turkish
Yanında
Birlikte, beraberinde