yaşlılar

listen to the pronunciation of yaşlılar
Turkish - English
the old
elders

Young people should respect their elders. - Gençler yaşlılarına saygı duymalıdır.

You must be polite to your elders. - Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.

senior citizens
older people
yaşlı
elderly

The elderly man takes strong drugs for his heart. - Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

Tom gave his seat to an elderly lady. - Tom yaşlı bir bayana koltuğunu verdi.

yaşlı
aged

We should be kind to the aged. - Yaşlılara karşı nazik olmalıyız.

Layla and Sami aged up and wrinkled up. - Leyla ve Sami yaşlı ve kırışmıştılar.

yaşlı
old

The old man lives by himself. - Yaşlı adam tek başına yaşıyor.

John is not as old as Bill; he is much younger. - John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.

yaşlılar derneği
Darby and Joan club
yaşlılar evi
almshouse
yaşlılar için indirim
senior citizen discount
yaşlılar için indirim var mı
Are there any discounts for senior citizens
yaşlı
{s} watery
yaşlı
golden ager
yaşlı
old man

She married a rich old man. - O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.

The old man was hard of hearing. - Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.

yaşlı
(Argo) gerry
yaşlı
old woman

Who is that old woman? - O yaşlı kadın kimdir?

She walked with her head down like an old woman. - O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.

yaşlı
senile
yaşlı
oldster
yaşlı
antiquated
Yaşlı
corot
yaşlı
the elderly
yaşlı
briden
yaşlı
elder

The elderly man takes strong drugs for his heart. - Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him. - Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.

yaşlı
old-timer

Old-timers might argue the Internet was freest during the Usenet days. - Yaşlılar, Usenet günlerinde internetin daha özgür olduğunu iddia edebilirler.

yaşlı
doddered
yaşlı
overaged
yaşlı
tear-stained
yaşlı
geriatric
yaşlı
oldie
yaşlı
senior

She gave her seat to a senior citizen. - Yaşlı birine yerini verdi.

You must respect senior citizens. - Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin.

yaşlı
senior citizen

American senior citizens are comparatively well-off. - Amerikalı yaşlı vatandaşların nispeten hali vakti yerinde.

You must respect senior citizens. - Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin.

yaşlı
stricken in years
yaşlı
old timer
yaşlı
suffused with tears
yaşlı
well on in years; auld
yaşlı
tear stained
yaşlı
hoar
yaşlı
advanced in years
yaşlı
well on in years
Turkish - Turkish