whole, entire; unbroken, undamaged; unscathed, inviolate; unchanged

English - Turkish

Definition of whole, entire; unbroken, undamaged; unscathed, inviolate; unchanged in English Turkish dictionary

Related Terms

intact

{s} bozulmamış, dokunulmamış, el sürülmemiş; sağlam, eksiksiz

intact

(Tıp) intakt

intact

(Ticaret) zarar görmemiş

intact

şen

intact

bütün

intact

bozulmamış

Binalar selden sonra hâlâ bozulmamıştı. - The buildings were still intact after the flood.

intact

tam

intact

{s} el değmemiş

intact

{s} dokunulmamış

Sami'nin kilitleri hala dokunulmamıştı. - Sami's locks were still intact.

intact

(Biyoloji) sağlam

Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır. - Most virgins have an intact hymen.

Ev, heyelanı sağlam atlattı. - The house survived the landslide intact.

English - English

Definition of whole, entire; unbroken, undamaged; unscathed, inviolate; unchanged in English English dictionary

{s} intact

Hyphenation

whole, entire; unbroken, undamaged; unscathed, inviolate; un·changed