The export of arms was not allowed.
- Silah ihracatına izin verilmedi.
Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
- İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
I voted for the bond issue.
- Tahvil ihracı lehinde oy verdim.
I give you five minutes to resolve this issue.
- Sana bu problemi çözmen için beş dakika veriyorum.
The first paragraph is reassuring.
- İlk paragraf güven vericidir.
That sounds reassuring.
- O güven verici görünüyor.
Allow me to introduce Mayuko to you.
- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
Talking in the library is not allowed.
- Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Mary terminated our friendship.
- Mary dostluğumuza son verdi.
If we place an order for more than 20 units, would you reduce the price?
- 20 kişiden fazla sipariş verirsek, fiyatta indirim yapıyor musunuz?
I am very happy to see you.
- I am very glad to see you.
I am very happy to see you.
- I'm very glad to see you.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmeye çok sabırsızlanıyorum.
- I'm very impatient to see the new version of Tatoeba.