var olan

listen to the pronunciation of var olan
Turkish - English
{s} substantial
existing

Keeping existing clients is just as important as finding new ones. - Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.

existent
in being
existential
varolan
substantial
var ol
exist

I don't believe that ghosts exist. - Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum.

Tom doesn't believe that ghosts exist. - Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.

doğuştan var olan
instinctive
ismen var olan
nominal
varolan
existent
varolan
(İnşaat) present
var ol
{f} existing

Keeping existing clients is just as important as finding new ones. - Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.

varolan
already in place
varolan
established
var ol
be
başlangıçta var olan
primordial
beraber var olan
coexistent
bir arada var olan
coexistent
bu şehirin manzarası olan kartpostalınız var
Do you have a postcard with views of the town
bu şehirin manzarası olan posteriniz var
Do you have a poster with views of the town
bu şehirin manzarası olan takviminiz var
Do you have a calendar with views of the town
bu şehirin manzarası olan tişörtünüz var
Do you have a T shirt with views of the town
dünyada var olan şey
terrestrial
gerçekte var olan şeyler
reality
gerçekten var olan
concrete
gizli olarak var olan
latent
halâ var olan
extant
her zaman her yerde var olan
omnipresent
içinde var olan
in-built
kaderinde var olan
destined
var ol
Good for you!/Well done!/Bravo!
yeryüzü dışında var olan
extraterrestrial
özünde var olan
immanent
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) mevcud
var olan
Favorites