Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
 - Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
 - You don't have to use a dictionary when you read this book.
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
 - The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
 - Great care has been taken to use only the finest ingredients.
Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
 - Recreational drug use inspires many urban legends.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
 - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
 - Our company makes use of the Internet.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.
 - We should make use of atomic energy.
Onun yardımını istemenin faydası yok.
 - It is no use asking for her help.
Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
 - I found that the machine was of no use.
Fırsattan yararlansanız iyi olur.
 - You had better make use of the opportunity.
Bu site oldukça yararlı.
 - This site is quite useful.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
 - Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Hayır, arabamı kullanamazsın!
 - No, you can't use my car!
Hayır, sadece düşündüm ki madem abaküs kullanabiliyorsun, kafandan hesap yapmada iyi olabilirsin.
 - No, I just thought that since you can use an abacus, you might be good at doing calculations in your head.
Paramızı değerlendirmek istiyoruz.
 - We want to put our money to good use.
Erken kalkmaya alışkınım.
 - I'm used to keeping early hours.
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
 - He is used to walking long distances.
Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.
 - Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle.
İnsanların zaman harcamak için bilgisayarları kullanmaları çok kötü.
 - It's too bad people use computers to waste time.
Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
 - Only members of the club are entitled to use this room.
Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
 - If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
 - I used a computer in order to save time.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
 - You used a condom for birth control, right?
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
 - Windows is the most used operating system in the world.
Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.
 - It's forbidden to use this information commercially.
Özel kuvvetler özel amaçlar için kullanılır.
 - Special forces are used for special purposes.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
 - Our company makes use of the Internet.
We should use up most of the fuel.
This tool has many uses.
We can use this mathematical formula to solve the problem.
... No one thought in 1960 the world would have use for as many as 100 computers. The people ...
... Imagine if you got most of that time back to use for ...