Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
 - It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.
Mary, Tom'un gelincikler için tutkusu hakkında doğal olmayan bir şey olduğundan şüphe ediyor.
 - Mary suspects that there is something unnatural about Tom's passion for stoats.
Onu çok yapmacık buldum.
 - I found that very unnatural.
Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
 - Our artificial island isn't very well forested yet.
Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
 - The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
Suni deri gerçeğiyle karşılaştırılamaz.
 - Artificial leather can't compare with the real thing.
Bunlar şimdiye kadar gördüğüm en mavi yaban mersinidir. Onlar neredeyse doğal olmayan mavidir.
 - These are the bluest blueberries I have ever seen. They're almost unnaturally blue.
Hobilerimden birisi yapay çiçekler yapmaktır.
 - One of my hobbies is making artificial flowers.