English - Turkish
Definition of underground pod of the peanut vine in English Turkish dictionary
- peanut
- yer fıstığı
Tom bir çocukken, yer fıstığı yiyemezdi.
-Tom couldn't eat peanuts when he was a child.
Yer fıstığı ezmesinden usandığını söylediğini düşünüyordum.
-I thought you said you were sick of peanut butter.
- peanut
- {i} fıstık
Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi.
-Tom ate a spoonful of peanut butter.
Tom kendine fıstık ezmeli sandviç yaptı.
-Tom made himself a peanut butter sandwich.
- peanut
- {i} küçük adam
- peanut
- yerfıstığı
Tom ve Mary'nin yerfıstığına alerjisi olduğunu biliyorum.
-I know Tom and Mary are both allergic to peanuts.
- peanut
- dili önemsiz kimse
- peanut
- önemsiz miktarda para
- peanut
- önemsiz
- peanut
- peanut brittle yerfıstığından yapılan sert bir şekerleme
- peanut
- peanut butter çekilmiş fıstıktan yapılmış tuzlu ezme
- peanut
- peanut galler
- peanut
- [n] Amerikan fıstığı
- peanut
- Arachis hypogaea
- peanut
- {i} çoğ., k.dili. önemsiz miktarda para
- peanut
- yeryangak
- peanut
- Amerikan fıstığı
- peanut
- (isim) fıstık, yer fıstığı, çerez parası, önemsiz kimse, küçük adam
- peanut
- amerikanfıstığı
- peanut
- küçük
Oğlan bir avuç yer fıstığı topladı ve onları küçük bir kutuya koydu.
-The boy gathered a handful of peanuts and put them in a small box.
- peanut
- {i} çerez parası
Related Terms
English - English
Definition of underground pod of the peanut vine in English English dictionary
- peanut
underground pod of the peanut vine
Hyphenation
un·der·ground pod of the pea·nut vineTurkish pronunciation
ʌndırgraund päd ıv dhi pinıt vaynPronunciation
/ˈəndərˌground ˈpäd əv ᴛʜē ˈpēnət ˈvīn/ /ˈʌndɜrˌɡraʊnd ˈpɑːd əv ðiː ˈpiːnət ˈvaɪn/
Resimler
Favorites