Ladies and gentlemen, welcome aboard.
- Bayanlar ve baylar, uçağa hoş geldiniz.
They were on board the same airplane.
- Onlar aynı uçağa bindiler.
She waved at me before she got on board the plane.
- O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
My father can fly an airplane.
- Babam uçak uçurabiliyor.
If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
- Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
Tom likes making paper aeroplanes.
- Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.
Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.
- Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.
This aircraft company deals with freight only.
- Bu uçak şirketi sadece nakliye ile ilgilenir.
The plane took off on time.
- Uçak zamanında kalktı.
The plane arrived exactly at nine.
- Uçak tam olarak dokuzda vardı.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.