uçağa

listen to the pronunciation of uçağa
التركية - الإنجليزية
aboard

Ladies and gentlemen, welcome aboard. - Bayanlar ve baylar, uçağa hoş geldiniz.

on board

They stepped on board the airplane. - Onlar uçağa ayak bastılar.

A few passengers went on board the plane. - Birkaç yolcu uçağa bindi.

uçak
airplane

If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times. - Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.

My father can fly an airplane. - Babam uçak uçurabiliyor.

uçak
{i} aeroplane

The aeroplane landed safely. - Uçak güvenli bir şekilde indi.

The aeroplane must carry some spare fuel. - Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.

uçak
aircraft

How many aircraft carriers does the US Navy have? - Amerikan donanmasında kaç tane uçak gemisi var?

This aircraft company deals with freight only. - Bu uçak şirketi sadece nakliye ile ilgilenir.

uçak
{i} plane

The plane took off on time. - Uçak zamanında kalktı.

It's a miracle he wasn't killed in the plane crash. - Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.

uçağa bindirmek
enplane
uçağa bindirmek
emplane
uçağa bindirmek
embark
uçağa binmek
enplane
uçağa binmek
emplane
uçağa binmek
embark
uçağa binmeyi seven
air minded
uçağa ne zaman bineceğiz
When does boarding begin
uçağa yanaştırılan körüklü yol
gangway
uçağa yüklemek
emplane
uçağa yüklemek
enplane
uçağa yüklemek
embark
uçak
{i} craft
Uçak
fixed-wing aircraft
uçak
airbus
uçak
crafts
uçak
aircon
uçak
aircrafts
inişte uçağa işaret veren pist görevlisi
batsman
uçak
aeroplane, plane, airbus, aircraft, craft, airplane
uçak
airship
uçak
kite
uçak
aero

The aeroplane must carry some spare fuel. - Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.

The aeroplane landed safely. - Uçak güvenli bir şekilde indi.

التركية - التركية

تعريف uçağa في التركية التركية القاموس.

Uçak
(Hukuk) TAYYARE
Uçak
demir kuş
uçak
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
uçak
(Osmanlı Dönemi) tayyâre
uçağa
المفضلات