Toplu taşıma sistemi saat gibi çalışır.
 - The public transportation system runs like clockwork.
Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
 - This place isn't convenient for public transportation.
Bu cadde tehlikeli eşya nakilleri için kapalı.
 - This street is closed for transports of dangerous goods.
Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
 - The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
Sami mobilyalarını taşımak için kendi kamyonunu kullandı.
 - Sami used his own truck to transport his furniture.
Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
 - I know you can rely on him for transportation.
Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.
 - Because of modern communication and transportation systems, the world is getting smaller.
Toplu taşıma aracı ile oraya gitmek can sıkıcı.
 - It's a pain in the neck to get there by public transportation.
Sami mobilyalarını Kahire'ye nakletti.
 - Sami transported his furniture to Cairo.
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
 - A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
 - This place isn't convenient for public transportation.
Taşımacılık araçlarımız yok.
 - We have no means of transportation.
Hangi ulaştırma aracıyla buraya geldin?
 - By what means of transport did you get here?
Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.
 - Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution.
... within a couple of tourism patrol but i'd wellington been transported ...