ulaşım

listen to the pronunciation of ulaşım
Turkish - English
transportation

I know you can rely on him for transportation. - Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.

The city's transportation system disintegrated. - Kentin ulaşım sistemi dağıldı.

communication; access; transport
communication

Because of modern communication and transportation systems, the world is getting smaller. - Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.

arrival
reunion
attaining
transport

Snow prevented the transport in high places of the country. - Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

Because of modern communication and transportation systems, the world is getting smaller. - Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.

accession
transit
access
convention
ulaşım aracı
means of transport
ulaşım araçları
means of transport
ulaşım kaynakları karakteristikleri
(Askeri) characteristics of transportation resources
ulaşım kaynakları karakteristikleri raporu
(Askeri) characteristics of transportation resources report
toplu ulaşım
public transit
toplu ulaşım
public transport
toplu ulaşım
mass transit
toplu ulaşım
public transportation
iç sularda ulaşım
(Ticaret) inland waterway transport
Avrupa Topluluğu'nun ulaşım müktesebatı
(Hukuk) Community transport acquis
deniz yoluyla ulaşım
(Hukuk) maritime transport
karayoluyla ulaşım
(Hukuk) road transport
kentsel ulaşım
urban transportation
motorlu ulaşım aracı
motor vehicle
yerel ulaşım
local transit
zaman safhalı ulaşım istekleri listesi
(Askeri) time-phased transportation requirements list
Turkish - Turkish
Köyler, şehirler, ülkeler arasında bir yerden bir yere gidiş geliş, münakale, muvasala, temas
Ulaşmak işi
Bir şeyi bir yerden başka bir yere aktarma
Ulaşma işi
korelasyon
münakale
English - Turkish

Definition of ulaşım in English Turkish dictionary

ulaşım ağı
Transport network, transportation network
ulaşım
Favorites