Turkish - English
Definition of traş in Turkish English dictionary
- {i} shave
Mary shaved her legs.
-Mary bacaklarını traş etti.
I shave almost every day.
-Hemen hemen her gün traş olurum.
- {i} shaving
He hurt his ear while he was shaving himself.
-Traş olurken kulaklarını yaraladı.
Tom is shaving in his room.
-Tom, odasında traş oluyor.
- tıraş
- shaving
I cut myself shaving.
-Tıraş olurken kendimi kestim.
Tom went for three weeks without shaving before his wife complained.
-Tom eşi şikayetçi olmadan önce üç hafta boyunca tıraş olmadan gitti.
- tıraş
- shave
I've got to shave before leaving.
-Ben çıkmadan önce tıraş olmalıyım.
I bought a new shaver.
-Ben yeni bir tıraş makinesi aldım.
- traş fırçası
- shaving brush
- traş takımı
- Shaving set
Give Me a Shaving Set and I’ll Give You a Close Shave!.
- traş aynası
- shaving mirror
- traş kremi
- shaving cream
- traş olmamış
- unbarbered
- traş olurken yüzünü kesmek
- nick oneself
- tıraş
- shaving, shave; haircut; boring talk, bragging, rhetoric
- tıraş
- boring talk
- traş olmak
- shave
- alabros traş
- crew cut
- başın tepesini traş etme
- tonsure
- başın tepesini traş etmek
- tonsure
- sinekkaydı traş
- a close shave
- sinekkaydı traş olmak
- have a close shave
- tıraş
- very close haircut: asker tıraşı GI haircut
- tıraş
- slang very boring talk, palaver
- tıraş
- smoothing away the rough edges on; planing
- tıraş
- growth of beard (of so many days): iki günlük tıraş a two-day's growth of beard
- tıraş
- shaving, shave
- tıraş
- slang pulling (someone's) leg, having (someone) on, putting (someone) on
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of traş in Turkish Turkish dictionary
- Tıraş kelimesinin yanlış yazılmış hali
- tıraş
- Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal
- tıraş
- Dibinden kesme, kazıma, yülüme
- tıraş
- Belli bir biçim vererek kesme
- tıraş
- Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma
- tıraş
- Yalan, asılsız, bıktırıcı söz