Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden it started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly rain began to fall.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Suddenly, something unexpected happened.
Birdenbire gökyüzü karardı.
- All of a sudden the sky became dark.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
- Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Ansızın fikrini ne değiştirdi?
- What made you change your mind all of a sudden?
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.
- Suddenly, something unexpected happened.
The sudden drop in temperature left everyone cold and confused.
... And all of a sudden, it would be like the ...
... of a sudden I started thinking, what if my illnesses ...