happening quickly and with little or no warning

listen to the pronunciation of happening quickly and with little or no warning
English - Turkish

Definition of happening quickly and with little or no warning in English Turkish dictionary

sudden
{s} ani

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - All of a sudden, it began raining.

sudden
{s} beklenmedik

Birden beklenmedik bir şey oldu. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
ansız

Neden ansızın dün öğleden sonra gittin? - Why did you suddenly leave yesterday afternoon?

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti. - Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.

sudden
all of a sudden ansızın
sudden
sudden death ani ölüm
sudden
birdenbire çıkan
sudden
su
sudden
birdenbire

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

Birdenbire gökyüzü karardı. - All of a sudden the sky became dark.

sudden
neticeyi bir yazıtura atışıyla halletme
sudden
apansız
sudden
{s} ansızın olan
sudden
ansızın

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti. - Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

sudden
aniden

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - All of a sudden it started raining.

sudden
{s} umulmadık

Aniden umulmadık bir şey meydana geldi. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
beraberlik durumunu çözmek için neticeyi bir puana bağlama
English - English
sudden
happening quickly and with little or no warning

    Hyphenation

    hap·pen·ing quick·ly and with lit·tle or no warn·ing

    Turkish pronunciation

    häpnîng kwîkli ınd wîdh lîtıl ır nō wôrnîng

    Pronunciation

    /ˈhapnəɴɢ ˈkwəklē ənd wəᴛʜ ˈlətəl ər ˈnō ˈwôrnəɴɢ/ /ˈhæpnɪŋ ˈkwɪkliː ənd wɪð ˈlɪtəl ɜr ˈnoʊ ˈwɔːrnɪŋ/
Favorites