English - Turkish
Definition of to remove or destroy the most important parts of in English Turkish dictionary
- gut
- boğaz
- gut
- bağırsak tel
- gut
- içini temizlemek
- gut
- bağırsaklarını çıkarmak
- gut
- (bir binanın içini/vb.) yok etmek
- gut
- (Sıfat) İçgüdüsel, içten, ateşli, coşkulu, önemli, ciddi
- gut
- içten
- gut
- coşkulu
- gut
- ciddi
- gut
- {f} içini çıkarmak
- gut
- {f} temizlemek
- gut
- içgüdüsel
Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.
-I have a gut feeling that Tom won't pass the test.
Benim içgüdüsel hissim Tom'un yarın gelmeyeceğidir.
-My gut feeling is that Tom won't show up tomorrow.
- gut
- hazım sistemi
- gut
- yak/temizle
- gut
- {f} özetini çıkarmak
- gut
- içten gelen
- gut
- {i} geçit
- gut
- çalgı kirişi
- gut
- (fiil) içini çıkarmak, temizlemek, içini tahrip etmek, özetini çıkarmak
Related Terms
English - English
Definition of to remove or destroy the most important parts of in English English dictionary
- gut
Congress gutted the welfare bill.
to remove or destroy the most important parts of
Hyphenation
to re·move or de·stroy the most im·por·tant parts ofTurkish pronunciation
tı rimuv ır dîstroy dhi mōs împôrtınt pärts ıvPronunciation
/tə rēˈmo͞ov ər dəˈstroi ᴛʜē ˈmōs əmˈpôrtənt ˈpärts əv/ /tə riːˈmuːv ɜr dɪˈstrɔɪ ðiː ˈmoʊs ɪmˈpɔːrtənt ˈpɑːrts əv/
Resimler
Favorites