to remove obstructions or impediments

listen to the pronunciation of to remove obstructions or impediments
English - Turkish

Definition of to remove obstructions or impediments in English Turkish dictionary

clear
{s} açık

Senatonun antlaşmayı reddedeceği açıkça görünüyordu. - It seemed clear the Senate would reject the treaty.

Elinden geldiğince açık konuşsan iyi olur. - You had better talk as clearly as you can.

clear
belirgin

George pozisyonunu belirginleştirdi. - George has made his position clear.

clear
pak
clear
engelsiz
clear
kolayca kavrayan
clear
anlayışlı
clear
(borç) temizlemek
clear
aklamak
clear
saf
clear
aşikâr

Tom'un seninle evlenmek gibi bir niyeti olmadığı aşikar. - It's clear that Tom has no intention of marrying you.

clear
açık hudutsuz
clear
{f} açık hale getir: adj.açık
clear
{f} kurtarmak
clear
boşalt, sil açık, temiz
clear
{f} seyretmek (gemi)
clear
(Tekstil) 1. parlak, berrak 2 . temiz 3. ağartmak ( beyazlatmak )
clear
aydınlık vazıh
clear
(fiil) açıklamak, aydınlatmak, bilgi vermek, açmak, temizlemek, berraklaşmak, boşaltmak, tahliye etmek, gidermek, kaldırmak; kurtarmak, aklamak; sıyırıp geçmek, aşmak, geçmek; elde etmek, kazanmak; ödemek; kapatmak; gümrükten çekmek; temize çıkarmak; dağılmak; limana giriş veya çıkış izni almak; seyretmek (gemi); ormanda alan açmak
clear
{f} açıklamak

O bir şeyi açıklamak istiyor. - He wants to make something clear.

clear
{f} temizle: adj.açık
English - English
clear
to remove obstructions or impediments

    Hyphenation

    to re·move obstructions or impediments

    Turkish pronunciation

    tı rimuv ıbstrʌkşınz ır împedımınts

    Pronunciation

    /tə rēˈmo͞ov əbˈstrəksʜənz ər əmˈpedəmənts/ /tə riːˈmuːv əbˈstrʌkʃənz ɜr ɪmˈpɛdəmənts/
Favorites