Toplantıda konuşmak isterseniz elinizi kaldırmak zorundasınız.
- You have to raise your hand if you want to speak at the meeting.
Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı.
- My mother worked hard in order to raise us.
Bu, çocukları yetiştirmek için iyi bir yer olurdu.
- This would be a good place to raise kids.
Tom sesini yükseltmek zorunda değildi.
- Tom didn't have to raise his voice.
Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.
- The landlord says he wants to raise the rent.
Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.
Tom patronundan ücret artışı istedi.
- Tom asked his boss for a pay raise.
Patronum zam isteğimi reddetti.
- My boss refused my request for a raise.
Patronun Tom'a zam vermeyi düşünmesi pek olası değil.
- It's unlikely that the boss would consider giving Tom a raise.
O yükselmeyi hak ediyorum.
- I deserve that raise.
Sen hapishanedeydin bu yüzden çocuklarımızı kendim büyütmek zorunda kaldım.
- You were in prison, so I had to raise our children by myself.
Bekar bir anne için iki işte çalışmak ve 5 çocuk büyütmekten daha ne zor olabilir?
- What's harder than for a single mother to work 2 jobs and raise 5 kids?
Boş ümit beslemek istemiyorum.
- I don't want to raise false hopes.
Benim için hayvan beslemek mümkün mü?
- Is it possible for me to raise the animal?
Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
- Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
Tom bir maaş zammı istedi.
- Tom asked for a pay raise.
Tom bir maaş zammını hak ediyor.
- Tom deserves a pay raise.
Uzun boylu olmak harika olmalı. Öyle mi düşünüyorsun? Gerçekten o kadar harika değil. Kafanı tavana çarpmaya devam edersin.
- It must be great to be tall. Do you think so? It's not really that great. You keep bumping your head on the ceiling.
Ben şeylere çarpmaya devam ediyorum.
- I keep bumping into things.
Onlar birbirleriyle çarpıştılar.
- They bumped against each other.
Kamyon bir arabaya çarptı.
- The truck bumped into a car.
Ve üç gün içinde onu yükseltecek misiniz?
- And you are going to raise it in three days?
Tom sesini yükseltti.
- Tom raised his voice.
Projeye kaynak toplamak için yurt dışına gitti.
- He went abroad to raise fund for the project.
Sen yardım çalışmaları için fon toplamak zorundasın.
- You have to raise funds for the relief work.
The boss gave me a raise.
Chew with your mouth shut — were you raised in a barn?.
Two raised to the fifth power equals 32.
... the power source that we can raise and lower on demand. Now, that works best if users can't ...
... You know, my grandmother, some of you know, helped to raise me. My grandparents did. My ...