Nicelik değil, nitelik.
- Quality, not quantity.
Nitelik, nicelikten baskın çıkar.
- Quality trumps quantity.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Kaliteyi miktara tercih ederim.
- I prefer quality to quantity.
Tom hapishane tarafından temin edilen düşük kaliteli yiyecek yiyerek besleniyordu.
- Tom was fed up with eating the low quality food provided by the prison.
Ebeveynler çocukları ile kaliteli zaman geçirmeliler.
- Parents should spend quality time with their children.
Benim stereo setimin ses kalitesi seninkinden daha kötü.
- My stereo set is inferior to yours in sound quality.
Ses kalitesi önemlidir.
- Sound quality matters.
Hem miktar hem de kalite birçok durumlarda önemlidirler.
- Both quantity and quality are important in most cases.
Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.
- If you want quality, pay for it.
Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
- These hand-made articles differ in quality.
A very quality ball club; that was the Braves.
Membership of this golf club is limited to those of quality and wealth.
... quality, gaps in skills and literacy. ...
... the high-quality pre-k that they need it is right for america ...