Söyleyeceklerimi düzgün bir şekilde dinle.
- Properly listen to what I'm going to say.
Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
- Musical talent can be developed if it's properly trained.
Uygun bir şekilde göremiyor musun?
- Are you unable to see properly?
Bir Amerikalı Kızılderili daha uygun bir şekilde Yerli Amerikalı olarak bilinir.
- An American Indian is more properly called a Native American.
Aptal numarası yapma. Soruma doğru dürüst cevap ver.
- Don't play dumb. Answer my question properly!
Tom ismimi doğru dürüst nasıl telaffuz edeceğini bilmiyor.
- Tom doesn't know how to pronounce my name properly.
Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.
- My boy can't do addition properly yet.
Dişlerini gereği gibi fırçalıyor musun?
- Are you brushing your teeth properly?
Uygun bir biçimde eğitilmedik.
- We haven't been properly trained.
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
- Mrs. Brown warned Beth that if she didn't eat properly she would be permanently overweight.
Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.
- I can't get the door to shut properly.
Tom'un onu uygun olarak yapmayacağını biliyordum.
- I knew Tom wouldn't do it properly.
Sanırım onu uygun olarak nasıl yapacağını sana göstermemin zamanıdır.
- I think it's time for me to show you how to do that properly.
Bazen iyice anlamak için hata yapmalısın.
- Sometimes you should sometimes make a mistake to be properly understood.
... It wasn't thought through properly. We need to get rid of that provision, because it's ...
... There are broken websites out there that don't work properly ...