Düzgün bir şekilde yapılan işleri severim.
- I like things done properly.
Söyleyeceklerimi düzgün bir şekilde dinle.
- Properly listen to what I'm going to say.
Uygun bir şekilde göremiyor musun?
- Are you unable to see properly?
Tom işini uygun bir şekilde yapmak istedi.
- Tom wanted to do his job properly.
Dişini doğru dürüst fırçalıyor musun?
- Are you brushing your teeth properly?
Aptal numarası yapma. Soruma doğru dürüst cevap ver.
- Don't play dumb. Answer my question properly!
Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.
- My boy can't do addition properly yet.
Dişlerini gereği gibi fırçalıyor musun?
- Are you brushing your teeth properly?
Uygun bir biçimde eğitilmedik.
- We haven't been properly trained.
Tom'un işi uygun şekilde yapmak için zamanı yoktu.
- Tom didn't have time to do the job properly.
Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.
- I can't get the door to shut properly.
Tom'un onu uygun olarak yapmayacağını biliyordum.
- I knew Tom wouldn't do it properly.
Onun işi uygun olarak yapma yeteneği yoktur.
- He doesn't have the ability to do the work properly.
Bazen iyice anlamak için hata yapmalısın.
- Sometimes you should sometimes make a mistake to be properly understood.
... are properly set up. ...
... And we didn't even feed you properly. ...