Definition of to pronounce; to declare by judicial sentence in English Turkish dictionary
- announce
- anons etmek
- announce
- {f} duyurmak
Nobel barış ödülünü aldığını sana duyurmaktan memnun olduk.
-We are pleased to announce you that you have received the Nobel Peace Prize.
Medyaya çıkmadan önce, hamile olduğumu bütün hayranlarıma duyurmak istiyorum.
-Before it gets out in the media, I'd like to announce to all my fans that I'm pregnant.
- announce
- {f} ilan etmek
- announce
- çağrı
- announce
- anons
Bir sonraki şarkıcıyı anons etti.
-He announced the next singer.
Tom sadece Boston'a hareket edeceğini anons etti.
-Tom just announced that he would be moving to Boston.
- announce
- ilan et
Az önce onu radyoda ilan ettiler.
-They just announced that on the radio.
Kendisini resmen aday olarak ilan etti.
-He officially announced himself as a candidate.
- announce
- yüksek sesle bildirmek
- announce
- kamuoyuna duyurmak
- announce
- {f} adaylığını açıklamak
- announce
- {f} bildirmek
- announce
- ilân
O, nişanını ona ilan etti.
-He announced his engagement to her.
Onlar gazetede düğünlerinin tarihini ilan ettiler.
-They announced the date of their wedding in the newspaper.
- announce
- bildiri
- announce
- {f} okumak
- announce
- (Avrupa Birliği) duyurma,ilan
Related Terms
Definition of to pronounce; to declare by judicial sentence in English English dictionary
- announce