English - Turkish
Definition of to mourn with a hoarse deep noise in English Turkish dictionary
- groan
- inlemek
- groan
- {i} sızlanma
İnlemeni ve sızlanmanı duymaktan bıktım.
-I am tired of hearing you moan and groan.
- groan
- {i} inleme
Yaralı adamın inlemelerini duyabiliyorduk.
-We could hear the groans of the injured man.
O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.
-He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob.
- groan
- inildemek
- groan
- ıhlamak
- groan
- {f} inle
Tom uykusunda inledi.
-Tom groaned in his sleep.
Tom inlemeye başladı.
-Tom started groaning.
- groan
- inilti
Çığlıklar ve iniltiler vardı.
-There were screams and groans.
- groan
- groaningly inleyerek
- groan
- hasret çekmek
- groan
- {f} gıcırdamak
- groan
- gıcırtı/inilti
- groan
- inleyecek derecede ıstırap çekmek
- groan
- yük altında olmak
- groan
- {f} sızlanmak
- groan
- gıcırda/inle
- groan
- ah etmek
- groan
- {i} sıkıntı
Related Terms
English - English
Definition of to mourn with a hoarse deep noise in English English dictionary
- {v} groan
to mourn with a hoarse deep noise
Turkish pronunciation
tı môrn wîdh ı hôrs dip noyzPronunciation
/tə ˈmôrn wəᴛʜ ə ˈhôrs ˈdēp ˈnoiz/ /tə ˈmɔːrn wɪð ə ˈhɔːrs ˈdiːp ˈnɔɪz/
Resimler
Favorites