to manage defeat against a bothersome or difficult issue or obstacle

listen to the pronunciation of to manage defeat against a bothersome or difficult issue or obstacle
English - Turkish

Definition of to manage defeat against a bothersome or difficult issue or obstacle in English Turkish dictionary

kick
{f} tepmek
kick
şevk
kick
{f} bırakmak
kick
(Spor) (gol) atmak
kick
topa vurma
kick
(Bilgisayar) çıkar

Bunun keyfini çıkaracaksın. - You'll get a kick out of it.

O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır. - He gets a kick out of reckless driving.

kick
karşı durmak
kick
seğirdim yapmak
kick
(Argo) kuvvet (içkide)
kick
(silah) tepmek
kick
çifte atmak
kick
{i} heyecan

Sadece heyecan olsun diye mi bunu yaptın? - Did you do it just for kicks?

Ben dalmaktan heyecan duyuyorum. - I get a kick from diving.

kick
{f} tekmelemek, tekme atmak; çifte atmak
kick
{i} çifte

Bu atın çifte atmayacağını umuyorum. - I hope this horse doesn't kick.

kick
{f} tekme atmak

Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi. - I'm so sorry. I didn't mean to kick you.

kick
{i} k.dili. karşı gelme
kick
{f} sızlanmak
kick
{f} geri tepmek
kick
{f} tepinmek
English - English
kick

I still smoke, but they keep telling me to kick the habit.

to manage defeat against a bothersome or difficult issue or obstacle

    Hyphenation

    to man·age de·feat a·gainst a both·er·some or dif·fi·cult is·sue or ob·sta·cle

    Turkish pronunciation

    tı mänıc dîfit ıgenst ı bädhırsım ır dîfıkılt îşu ır äbstıkıl

    Pronunciation

    /tə ˈmanəʤ dəˈfēt əˈgenst ə ˈbäᴛʜərsəm ər ˈdəfəkəlt ˈəsʜo͞o ər ˈäbstəkəl/ /tə ˈmænəʤ dɪˈfiːt əˈɡɛnst ə ˈbɑːðɜrsəm ɜr ˈdɪfəkəlt ˈɪʃuː ɜr ˈɑːbstəkəl/
Favorites