Bunun keyfini çıkaracaksın.
 - You'll get a kick out of it.
O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
 - He gets a kick out of reckless driving.
Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.
 - He shed innocent blood just for kicks.
Sadece heyecan olsun diye yaşlı bayanı öldürdü.
 - He killed the old lady just for kicks.
Bu atın çifte atmayacağını umuyorum.
 - I hope this horse doesn't kick.
Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi.
 - I'm so sorry. I didn't mean to kick you.
I still smoke, but they keep telling me to kick the habit.