to make foul; to sully; to tarnish

listen to the pronunciation of to make foul; to sully; to tarnish
English - Turkish

Definition of to make foul; to sully; to tarnish in English Turkish dictionary

darken
kararmak
darken
karar

Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. - Suddenly, the clouds darkened the sky.

Gökyüzü aniden kararmaya başladı. - The sky suddenly began to darken.

darken
karart

Hava duman tarafından karartıldı. - The air was darkened by the smoke.

Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. - Suddenly, the clouds darkened the sky.

darken
{f} karartmak
darken
(Tekstil) koyulaştırmak (renk)
darken
{f} karıştırmak
darken
{f} koyulaştırmak
darken
{f} koyulaşmak
darken
{f} bulandırmak
darken
{f} anlaşılması zor hale getirmek
darken
{f} koyulaşmak, esmerleşmek
English - English
darken
to make foul; to sully; to tarnish
Favorites