English - Turkish
Definition of to join two things together in English Turkish dictionary
- couple
- {i} çift
Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
-The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
-More and more couples go on honeymoon trips abroad.
- couple
- {i} eş
Eş cinsel çiftler evlenebilmeli.
-Same-sex couples should be able to get married.
Genç çifte bir hastabakıcı tarafından eşlik edildi.
-The young couple was accompanied by a chaperone.
- couple
- {i} iki
Ona iki mesaj bıraktım.
-I left him a couple messages.
İki bardak şarabımız vardı.
-We had a couple glasses of wine.
- couple
- kan koca
- couple
- karı koca
- couple
- iki-üç
- couple
- (hayvan) çiftleşmek
- couple
- couple çiftleş/birleş
- couple
- {f} bağlamak, bitiştirmek, birleştirmek
- couple
- a couple of dollars aşağı yukarı iki dolar
- couple
- (fiil) eşleştirmek, birleştirmek, çiftleştirmek, bağlamak, birleşmek; ilişkiye girmek, çiftleşmek
- couple
- {f} birleştirmek
- couple
- çift,v.birleştir: n.çift
- couple
- iki üç
- couple
- (Tekstil) kenetlemek
- couple
- birleşti
- couple
- {f} ilişkiye girmek
- couple
- iki eşit ve birbirine zıt kuvvet
Related Terms
English - English
Definition of to join two things together in English English dictionary
- couple
to join two things together
Hyphenation
to join two things to·geth·erTurkish pronunciation
tı coyn tu thîngz tıgedhırPronunciation
/tə ˈʤoin ˈto͞o ˈᴛʜəɴɢz təˈgeᴛʜər/ /tə ˈʤɔɪn ˈtuː ˈθɪŋz təˈɡɛðɜr/
Resimler
History
Favorites