Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.
 - Focus on one thing and do it well.
Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
 - Tom is pretty sure everything will go well.
Tom'un hali vakti çok yerinde değil.
 - Tom isn't very well off.
O günlerde ailemin hali vakti yerindeydi.
 - My family was well off in those days.
Peki, öyleyse, yapmamı istiyorsan onu yaparım.
 - Well, then, if you want me to I'll do it.
Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur.
 - Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.
Tom ofiste olanların iyice farkında.
 - Tom is well aware of what is going on at the office.
Ellerinizi iyice yıkayın
 - Wash your hands well.
Tamamen NTT'ye ait şirket, iyi kazanıyor.
 - The company, wholly owned by NTT, is doing well.
Onun ailesi tamamen çok iyidir.
 - His family are all very well.
Tom hâlâ iyi durumda.
 - Tom is still doing well.
O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.
 - He has been well off since he started this job.
Peki, bunu söylemek aptalca bir şeydi.
 - Well, that was a stupid thing to say.
Peki, beni ikna ettiniz.
 - Well, you've convinced me.